AİMSAD Dergisi - Sayı 36 (Mayıs-Haziran)

AĞAÇ İŞLEME MAKİNE SANAYİCİLERİ DERNEĞİ AİM SAD DERGİSİ Mayıs - Haziran 2021 61 Aile şirketleri kaynaklarını hızlı mo- bilize edebilmeleri ve çabuk karar alabilmeleriyle özellikle durgunluk ya da krizlerin olduğu dönemlerde yüksek performans gösterebiliyor- lar. Kökenlerinde girişimciliğin ol- ması nedeniyle büyümek, gelişmek ve yenilik yapmak da doğru bir kurumsal kültürle birleştiği zaman aile şirketlerini ileriye taşıyan öğeler haline geliyor. Aile kültürünün kurumsallaşma ile dengeli birlikteliğinin bir so- nucu oluşan kurum kültürü aile şirketlerinde çalışanların işe aidi- yet ve tutkularını da tetikliyor. İşe duyulan bu adanmışlık duygusu aile şirketi sahipleri ve çalışanları- nın ortak bir dil ve hedef etrafında toplanabilmelerine olanak tanıyor. Aile şirketlerinde devamlılığı etki- leyen önemli etkenlerden biri aile içindeki uyum. Ortak değerlerin oluşturulması, aile bireylerini bir- birine bağlayan geleneklerin yaşa- tılması ve geliştirilmesi gerekiyor.  Yakın zaman önce TAİDER ola- rak, TAİDER üyesi aile işletme- lerinin birbiriyle kesişen aile, iş ve ortaklık boyutlarında yapılanma- larını, liderlik ve devir süreçlerini, işletmenin ve ailenin kurumsallaş- ma adımlarını, gelecek ile ilgili en- dişe ve planlarını ortaya koyduğu TAİDER Üye Profil ve Eğilimler Araştırmasını gerçekleştirdik. Araştırmaya, ortalama 44 yıldır fa- aliyet gösteren, birçok farklı sek- törden aile işletmelerine mensup 201 TAİDER üyesi katıldı. Araş- tırmaya göre, aile şirketlerinin gelecek planları için en önemli iki konu: “Halefiyet Planlaması-Ne- sil Devri” ve “Aile Anayasasının Tamamlanması” olarak görülü- yor. İşletmenin kurumsallaşmasına benzer şekilde, ailede kurumsallaş- maya da yüksek önem veriliyor. “Her aile işletmesi kendi yapısı- na göre bir sistem kurmalı” n Diğer ülkelerdeki mevcut aile işletmeleriyle, Türkiye’deki yapılanmaları genel hatlarıyla karşılaştırdığınızda ortaya nasıl farklılıklar çıkıyor? Aile şirketlerinin nesiller boyu yaşa- masını, sürdürülebilirliğini konuş- mak için öncelikle aile ile işletme ilişkisini açıklamamız gerekir. Aile toplumsal yaşamın bir kurumudur. Bir ailenin oluşmasında ve deva- mında kan bağı, genetik özellikler, aşk, sevgi, duygular, kıskançlık gibi birçok sosyal, psikolojik, ekono- mik özellikler ve temel faktörler rol oynamaktadır. Aile, bu özelliklere bağlı olarak işleyen, alınan kararla- rın bu temel faktörlere ve aile bi- reylerinin ilişkilerine, aile kültürüne göre alındığı bir sosyal sistemdir. İşletmeler ise mal, hizmet veya bil- gi üretmek, kısaca değer yaratmak amacıyla kurulan, kıt kaynakları kullanan, başka işletmelerle rekabet halinde olan, dolayısıyla rasyonel ve verimli çalışmak zorunda olan eko- nomik yönü ağır basan bir sosyal kurumdur. Başka bir deyişle; aile ailedir, işletme işletmedir. Sorun; kuruluş ve işleyiş özellikle- ri farklı temellere dayanan bu iki sistemin kendi içinde alınan ka- rarların ve gelişmelerin diğerinin hedef, denge, işleyiş ve geleceğini etkilemesi sorunudur. Bu anlamda aile şirketlerinde iyi tasarlanmış kurumsal yönetim uygulamaları, şirket karlılığını artırabileceği gibi, aile huzurunun da en önemli gü- vencesi olacaktır. İyi bir kurumsal yönetim prensip- lerinin en önemli unsurları ise dü- rüstlük, güven, doğruluk, açıklık, performansa odaklanma, sorum- luluk, hesap verebilme ve şirkete bağlılıktır. Bu yönetim prensiplerini başarıyla uygulayan idareciler ister aile şir- ketinde isterse kurumsal şirkette olsunlar doğru hedefe kanalize ol- muşlardır. Dünyadaki başarılı aile şirketlerine bakıldığında kurum- sallaşmanın aile şirketi kalmaya en- gel olmadığını ve çok çeşitli hatta birbirine zıt yönetim örnekleri gö- rüyoruz. İcranın profesyonellere bırakıldığı genel anlayışın tersine, yönetimin profesyonellere bırakıl- dığı, icranın aile üyelerince gerçek- leştirildiği başarılı aile işletmeleri de var. Bu örnekler tek bir doğru olmadığının her aile işletmesinin kendi yapısına göre bir sistem kur- ması gerektiğinin göstergesidir. “Aile şirketlerinde devamlılığı etkileyen önemli etkenlerden biri aile içindeki uyum” n Türkiye’deki aile işletmeleri- nin kriz dönemleri için planları var mı? Yakın zaman önce 115 aile şirketi temsilcisinin katıldığı ve Deloitte Türkiye ile birlikte gerçekleştirdi- ğimiz “Covid-19’un Aile Şirketle- rine Etkisi” başlıklı raporu kamuo- yuyla paylaştık. Araştırmaya katılan aile şirketlerinin yüze 64,1’i kriz durumları için hazırlanmış bir iş planlarının bulunmadığını ve yine yüzde 61,8 gibi büyük bir çoğun- luk ise kriz yönetim komitelerinin dahi olmadığını ifade ettiler. Şir- ketler pandeminin ilk dönemle- rinde oldukça zorlanmış olsalar da aldıkları tedbirler ve sürece uygun attıkları adımlar ile duruma adapte olup büyük ölçüde iş sürekliliğini sağladılar. Bununla birlikte ani- den gelişen, şirketlerin daha önce karşı karşıya kalmadıkları ve tüm dünyayı etkileyen bu kriz sonrası aile şirketleri yüzde 73,3 oranında bundan sonra yaşanabilecek krizle-

RkJQdWJsaXNoZXIy NjI5Nzcz