AİMSAD Dergisi - Sayı 45 (Kasım-Aralık)

Makale 82 AİM SAD DERGİSİ Kasım - Aralık 2022 Sessiz istifa Zeynep Erçağlar - Ata Yatırım İnsan Kaynakları Direktörü Pandemi bitti, haydi her şey eskisi gibi devam etsin! Maskeleri çıkardık, birçok kurum tam zamanlı ofislere geri dönme kararı aldı. Sanki her şeye iki sene ara ver- miş, sanki hayatlarımızdan iki seneyi çıkarmış hissiyle kaldığımız yerden devam edeceğimizi varsayarken aslın- da ne kadar değiştiğimizi, ne kadar yorulduğumuzu fark ettik. Artık hiç- bir şey, bırakıp evlere kapandığımız günlerdeki gibi değil. Bizler değiştik, iş yapış biçimlerimiz değişti, patronla- rımızın bakış açıları değişti. Evrildik ve Z kuşağı yine yaptı yapacağını. İçinde büyük anlamlar barındıran bir kavramı kucağımıza bıraktı. Şimdi tüm dünya bu kavram etrafında işleri nasıl yönet- mesi gerektiğini tartışmakta. Bir gün New York’ta yaşayan Z kuşa- ğı temsilcilerinden, 24 yaşındaki yazı- lımmühendisi Zaid Khan ilham veren bir video ile hayatlarımıza “Sesiz İsti- fa-Quiet Quitting” kavramını soktu. Benim de aslında tüm yazılarımda bir şekilde değindiğim, Z kuşağının dün- yada fark yaratmaya geldiği öngörüsü, basit diye düşündüğümüz bir sosyal medya paylaşımıyla bir kez daha fark edilmiş oldu. Pandemi sürecinde; iş-yaşam denge- sinin korunamaması, aslında yeni bir özgürlük dalgası gibi yayılan hibrit veya remote çalışma sistemleri içeri- sinde aslında tüm gün çalışıyor olma- mız, pazar sabahları telefonu elimize aldığımızda 07:30’da iş ile ilgili gelen Whatsapp yazışmaları veya e-mailleri iş-yaşam dengemizi alt üst etti. Dışarıdan gelen bu baskıların yanında bence en tehlikeli olanı; kendimizi unvanlarımızla, konumlarımızla, yap- tığımız işlerle anlamlı görmemizden dolayı daha çok çalışmanın, yeni rol- ler, yeni şapkalar takmanın bizi daha değerli yapacağı fikriyle hiç durmayı bilmememiz. İşimizi kimliğimiz ola- rak görmemiz ve bununla kendimizi ifade ediyor olmamız. Bu duygunun karşılığı olarak işimizi kaybetmekten korkmamız ve bu stresi hayatımızın her alanına yansıtmamız. Y kuşağı için bir yaşam biçimi olan bu psikolojik baskı durumu Z kuşağı için sorgu- lanması gereken bir duruma dönüştü. Hayatı bir deneyim olarak yaşayan Z kuşağı temsilcileri, deneyimlerinin sadece iş hayatından ibaret olmasına tepki göstermiş oldu. Terim olarak sessiz istifa; işten ayrıl- madan, sadece görevlerini yerine ge- tirmeyi, yeni roller almayı reddetmeyi, sadece çalışmanız gereken kadar çalış- mayı ifade etmektedir. Sadece para kazanmak için çalışıyorsam, neden yapmam gerekenin çok daha fazlası- nı yapıyorum? sorusuna bir cevaptır aslında. Ayrıca bu kavrama örgüt içerisinde kendisini sıkışmış olarak gören çalı- şanların seçtiği bir yol olarak da baka- biliriz. Yeni bir iş arayışına girmekten çekinen, konfor alanını terk etmek is- temeyen, var olan kıdem tazminatını bırakmak istemeyen ama bir yandan yaptığı iş ile ilgili artık değer yarat- madığını düşünen çalışanların günün sonunda sadece günü kurtarmaya ça- lıştığı bir yaklaşım olarak da değerlen- direbiliriz. Çalışanları bu noktaya getiren sebep- lerin en başında adaletsiz bir örgüt düzeni, baskıcı yönetici profilleri, fi- ziksel olarak kişileri zorlayan çalışma ortamları gibi sebepler sıralanabilir. Çalışanlar tüm bu kötü şartlar altında çalışmaya devam etmekte ancak ku- rumlarına ek bir katkıda bulunmayı reddetmektedirler. İşverenler için yönetmesi oldukça zor olan bu süreç, insan sermayesinin sür- dürülebilir rekabet üzerindeki büyük etkisi nedeni ile yıkıcı bir etkiye sahip- tir. Yeteneği ve potansiyeli bir arada bulmakta zorlandığımız bu dönem- de insan kaynakları çalışanları olarak bu süreci yakından takip etmeli ve kurumlarımızda bir yol haritası belir- lemeliyiz. Bu durumdan çıkmak için neler yapabileceğimize baktığımızda değer görme, adil ücret, takdir edil- me, yapılan işte anlam bulma, bir or- ganizasyonun parçası olduğunu his- settirme gibi kurum bağlılığını artırıcı değerlere öncelik verilmelidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIwNDM4Nw==