AİMSAD Dergisi - Sayı 42 (Mayıs-Haziran)

Kapak Röportajı 66 AİM SAD DERGİSİ Mayıs - Haziran 2022 “Hane halkı 100 liralık potansiyel gelirinin 55 lirasını borçlu” Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğumevcut durumu ve yılın ikinci yarısında neler yaşanabileceğini değerlendiren Kalkınma Ekonomisti ve BM Kalkınma Programı Türkiye Program Eski Müdürü Bartu Soral; “Son 20 senede uygulanan politikalara baktığımızda; çalışan sınıfının büyümeden aldığı payın sabit kalması veya artması üzerine değil, azalması üzerine giden bir sistem olduğunu görüyoruz. Rakamlara bakarsak; 2002 senesinde ortalama hane halkı 100 liralık potansiyel gelirinin 5,5 lirasını borçluyken, 20 senenin sonunda, bugün geldiğimiz noktada 100 liralık potansiyel gelirinin 55 lirasını borçlu hale gelmiş. Demek ki hane halkı borçlanarak tüketimi sürdürmüş”diye konuştu. E konomi ile ilgili yapılacak tahminlerin çok geçersiz ka- lacağına değinen Kalkınma Ekonomisti ve BM Kalkınma Prog- ramı Türkiye Program Eski Müdürü Bartu Soral; “Yüksek bir enflasyonla karşı karşıyayız. Bununla birlikte alım gücünün zayıflaması nedeniyle tüke- tim sorunu yaşanıyor. Yani ciddi bir durgunluk var. Türkiye’nin içinde bulunduğu sürece nasıl geldiğine bakacak olursak makro ekonomik ve- rilere bakmamız, dış borcumuz ile ih- racatımızı karşılaştırmamız gerekiyor. Çünkü söz konusu dış borç kalkınma ekonomisinde; bir yatırıma giderse ve bu yatırımlar, teknoloji yapılan yatırımlar, Ar-Ge yapılan yatırımlar, teknoloji üretecek beyinlerin yetişti- rilmesi için eğitime yapılan yatırımlar, sanayiye, üretime, makinelere yapılan yatırımlar olur ise aldığımız bu dış borç ihracatınızı yükseltir. Ancak biz aldığımız dış borcu altyapı kurmaya kanalize etmişiz. Doğal olarak bun- lar Türkiye Cumhuriyeti’nin ihraca- tını yükselten ve dış ticaret fazlasına dönmesini sağlayan yatırımlar değil” dedi. n Şu an içinde bulunduğumuz ekonomiyi bize yorumlar mısınız? Var olan bu durumdan ne anlama- lıyız? Ekonomi şu anda bize stagflasyon durumuyla karşı karşıya olduğumu- zu söylüyor. Yani ekonominin bize anlattığı ilk şey; yüksek bir enflasyon- la karşı karşıyayız. Bununla birlikte alım gücünün zayıflaması nedeniyle tüketim sorunu yaşanıyor. Yani cid- di bir durgunluk var. Aslında son 20 senede uygulanan politikalara baktı- ğımızda; çalışan sınıfının büyümeden aldığı payın sabit kalması veya artması üzerine değil, azalması üzerine giden bir sistem olduğunu görüyoruz. Bu durumda beraberinde kredilere ve kredi kartlarına yüklenilmeye ortam yaratıyor. Bu durumu rakamla ispat edelim; 2002 senesinde ortalama hane halkı 100 liralık potansiyel geli- rinin 5,5 lirasını borçluyken, 20 sene- nin sonunda, bugün geldiğimiz nok- tada 100 liralık potansiyel gelirinin 55 lirasını borçlu hale gelmiş. Demek ki hane halkı borçlanarak tüketimi

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIwNDM4Nw==