AİMSAD Dergisi - Sayı 38 (Eylül-Ekim)

AĞAÇ İŞLEME MAKİNE SANAYİCİLERİ DERNEĞİ AİM SAD DERGİSİ Eylül - Ekim 2021 91 olarak çalışmaktayım. Bir dönem Or- man Fakülteliler Derneği (ORFAM- DER) Yönetim Kurulu Üyeliği ile bir dizi sosyal sorumluluk projelerinde görev yaptım. Aynı zamanda Orman Mühendisleri Odası İÜC Orman Fa- kültesi temsilcisiyim. n Türkiye’nin ormanlık alanları ile ilgili genel bir bilgi verebilir misiniz? 1973 yılında 20,2 milyon hektar olan orman varlığımız bugün 22,7 milyon hektara (ülkemiz yüzölçü- münün yaklaşık yüzde 29’u) ulaş- mıştır. Ormanlarımızın yaklaşık yüz- de 56’sı verimli (prodüktif), yüzde 46’sı ise verimsizdir. Bu ormanlık alanların çoğunu sırasıyla meşe, kı- zılçam, karaçam, kayın ve sarıçam türlerimiz oluşturmaktadır. İl ba- zında bakıldığında Karabük ve Kas- tamonu’nun yaklaşık yüzde 67’si, Muğla’nın yüzde 66’sı, Sinop ve Bolu’nun yüzde 64’ü, Antalya’nın yüzde 57’si, Bursa’nın yüzde 45’i, İstanbul’un yüzde 44’ü, İzmir’in yüzde 40’ı ve Ankara’nın yüzde 18’sinin orman olduğu görülmek- tedir. En fazla orman alanına sahip illerimiz Antalya yaklaşık 1.1 milyon hektar, Kastamonu 873 bin hektar ve Mersin 835 bin hektardır. “Doğal ormanlarımıza olan bas- kının azaltılması için endüstriyel plantasyonlara ağırlık verilmeli” n Türkiye’deki endüstriyel plan- tasyonlar hakkında bilgi verir misiniz? Endüstriyel plantasyon- lar ile ilgili Türkiye’de nasıl bir prosedür işliyor? Var olan plan- tasyonlar ülke talebini karşılaya- biliyor mu? Orman Genel Müdürlüğü (OGM) endüstriyel odun üretimini art- tırmaya yönelik bir dizi tedbirler almıştır. Bu tedbirlerden bazıları baltalıkların koruya tahvili, bozuk ormanların ıslahı, orman bakım- larına (aralama gibi) tekniğine uy- gun şekilde ağırlık verilmesi ve en önemlilerinden biri de odunun değer kayıplarını azaltmak için di- kili ağaç satışının artırılması gibi politikalar belirlemiştir. Orman- ların ekonomiye katkısının artırıl- ması için 11. Kalkınma Planında (2019-2023) “Odun hammadde ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak hızlı gelişen türlerle endüst- riyel plantasyonların kurulması” öncelikli alanlarda olduğunu gör- mekteyiz. Bu çerçevede endüstriyel plantasyonlar için yaklaşık 165 bin hektar potansiyel alan tespit edil- miştir. Endüstriyel plantasyonların en önemli bileşeni hızlı gelişen türler- den oluşmasıdır. Hızlı gelişen tür; Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 1970 yılında yaptığı tanımlamaya göre; “Yılda/hektarda 10 metre- küpün üzerinde dalsız ve kabuksuz hacim artımı yapabilen” türler- dir. Ne demek yılda/hektarda 10 metreküp? Bu ifadeyi anlamak için şöyle örnek vereyim; 2019 verileri- ne göre, ülke ormanlarımız yılda/ hektarda 2,1 metreküp artım yap- maktadır. Endüstriyel plantasyon- ların ortalama en az 10 metreküp/ yıl/hektar artım yapması, doğal or- manların yaptığı ortalama yaklaşık 2 metreküp/yıl/hektar artımından en az beş kat üstünlük göstermektedir. İşte bu yüzden endüstriyel plantas- yonlar, doğal ormanların bir nevi sigortası durumundadır. Türki- ye’deki hızlı gelişen ağaç türlerinin yıllık üretiminin yaklaşık 3.7 mil- yon metreküp olduğu tahmin edil- mektedir. Endüstriyel plantasyon kısaca, en uygun az eğimli sahalar- da (biz buna I. ve II. bonitet diyo- ruz) hızlı gelişen türlerle kurulan, her türlü işlemin mekanizasyonla yapıldığı ve en fazla 30-40 yıl idare süresi ile işletilen plantasyonlardır diyebiliriz. Ülkemizde yıllık odun tüketimi 32 milyon metreküpü aşmış durumda. Bunun yaklaşık 26,3 milyon met- reküpü Orman Genel Müdürlüğü tarafından üretilmekte, geri kalan beş milyon metreküpü özel sektör, 1,5-2 milyon metreküpü de ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Dünya nüfusunun 2050’li yıllarda 10 milyara ulaşacağı ön görülmek- tedir. Hem artan nüfusla birlikte ormana ve orman ürünlerine olan talebin artması hem de iklim deği- şikliği ve küresel ısınma ile orman- lar üzerine olan baskıların artması küresel düzeyde bir problem olarak görülmektedir. Dünya odun tüke- timin 3.6 milyar metreküp civarın- dan 2050’de 5-6 milyar metreküpe çıkacağı tahmin edilmektedir. Yeryüzünün yaklaşık 4 milyar hek- tarını (yüzde 31) ormanlar kapla- maktadır. 1990-2020 yılları arasın- da küresel orman alanı 178 milyon hektar azaldı ki, bu yaklaşık Libya büyüklüğündeki bir alan. Dünyada hızlı gelişen türlerle kurulan top- lam endüstriyel plantasyon alanları ise sadece yaklaşık 130 milyon hek- tardır. Dünyadaki endüstriyel plan- tasyonların dünya ormanlarının yüzde 10-12’sine yani 400 milyon hektara ulaşması gerektiğine dair bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Ülkemize baktığımızda, yaklaşık 200 bin hektarın üzerinde fark- lı türlerle kurulmuş endüstriyel plantasyon sahaları bulunmaktadır. Odun hammaddesinde dışa bağım- lılığının ve asıl önemli olan doğal ormanlarımıza olan baskının azal- tılması için endüstriyel plantasyon- lara çok daha fazla ağırlık verilmesi aşikardır. Endüstriyel plantasyon sahalarımızı uzun vadede ülke or- manlarımızın yüzde 5’ine yani 1.1 milyon hektara çıkartmalıyız.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIwNDM4Nw==