AİMSAD Dergisi - Sayı 38 (Eylül-Ekim)

AĞAÇ İŞLEME MAKİNE SANAYİCİLERİ DERNEĞİ AİM SAD DERGİSİ Eylül - Ekim 2021 129 mak bir alışkanlık değil, aynı yemek, içmek, uyumak gibi bir ihtiyaçtır. Bana gelecek olursak, ben sürekli okurum. Yaptığım açıklamadan yola çıkarsak, nasıl bir rutin içinde yemek yiyorsam, su içiyorsam, uyuyorsam, bu üç aktiviteden hiçbir farkı olma- yacak şekilde okuyorum. Aslında okurluk diye bir şey vardır, kitap okumak diye bir şey yoktur. Makale okursunuz, gazete okursunuz, kitap okursunuz, dergi okursunuz. “Anlatılmak isteneni yalın ve kısa kısa anlatan yazarları seviyorum” n Ne tür kitapları okumayı sevi- yorsunuz? En sevdiğiniz kitap ve yazar kimdir? Daha önce söylediğim gibi kitap okumak benim için bir alışkanlık değil, bir ihtiyaç olduğu için kitap okumayı ben sürekli açken ne bulur- sa yiyen insan gibi algılıyorum. Bu nedenle bir tercih yok, ne bulursam okuyorum. Okuduğunuz her şey size istediğinizi vermeyebilir. Yazımı kötüdür, anlatımı yoğundur sizin almak istediğinizi bu sebeplerden dolayı eksik verebilir. Bu bağlamda ben biraz tutucuyumdur. Maxim Gorki’yi çok severim. Rus edebiya- tı çok ağdalı, inanılmaz tasvirleriyle ünlenmiş bir tür. MaximGorki, ben- ce onların içinde en az diğer yazarlar kadar istediğini karşı tarafa verebilen ama bunu çok basit bir dille yapabi- len bir yazar. Bunu yaparken de ro- mandan çok bir hikaye yazar. Bunun dışında Charles Dickens da sevdiğim yazarlardan. O da daha çok bir hi- kaye yazarı. Anlatılmak isteneni yalın ve kısa kısa anlatan yazarları seviyo- rum. Türk yazarlardan ziyade şairleri tercih ediyorum. Garip akımını seve- rim. Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Küçük İskender, Aşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Köroğ- lu, Neşet Ertaş en sevdiğim şair ve ozanlar. Maalesef Türk yazarlar çok doyurmuyor. Lise ve üniversite çağ- larında korku romanları çok mo- daydı. Grange, Stephen King gibi yazarlar vardı ve yazdıklarıyla insanı doyuruyorlardı. Şimdi de var bizim polisiye yazarlarımız. Ahmet Ümit var ama daha üçüncü sayfanın so- nunda katilin kim olduğunu anlıyor- sunuz. Ancak Ferhan Şensoy’u çok severim. Kalemi çok basit. Mesela ‘Kalemimin Sapını Gülle Donattım’ diye bir kitabı var, kendi hayat hika- yesini hem esprili hem de güzel bir şekilde anlatır. Başka bir kitabı daha var ‘Karagöz ile Boşverin Beni’ diye. Kitaptaki betimlemeler çok güzel, kitapta baştan sona hiç özel isim kul- lanılmıyor ve kitabın sonunun nere- ye varacağını anlamıyorsun. “Okuma ihtiyacı olduğu için sürekli okurum” n Peki, başucu kitabınız var mı? Okuduğumher şey benimbaşucu ki- tabım. Bir kere benim için aynı anda tek kitap okumak diye bir şey yok. Ben kitap okumuyorum, okuyorum. Yeri gelir aynı anda üç-dört tane ma- kale okurum, iki-üç tane kitap oku- rum, dört-beş tane dergi okurum. Örneğin, bir kitabı okurken kenara koyarım, diğer kitapta kaldığım yer- den devam ederim. 20 sayfa sonra onu kenara koyarım. Televizyon iz- lerken kanalları değiştirmek gibi dü- şünün. O anda izlediğiniz dizi size o zevki vermiyor, basıyorsunuz tuşa başka bir diziye ya da belgesele geçi- yorsunuz. Dediğim gibi kitap okuma alışkanlığı değil, okuma ihtiyacı oldu- ğu için sürekli okurum. n Ortalama bir kitabı kaç günde bitirebiliyorsunuz? Kitaptan aldığınız keyifle doğru orantılı iki saatte de biter, dört yılda da biter ama muhakkak biter. “Kitap tavsiyesi yerine, oku derim, ne bulursan oku” n Okunmasını önerdiğiniz kitap- lar var mı? Yok çünkü kitap önerilmez. Şu ne- denle önerilmez, ben sizin kitap zevkinizi, okuma zevkinizi, neden hoşlandığınızı bilemem. Örneğin birine bir kitap önerirsiniz, siz çok beğenmiş olmanıza rağmen, o be- ğenmez kitaptan soğur. Neden bir insan benim yüzümden kitaptan soğusun? Ben şunu oku, bunu oku gibi bir tavsiye vermektense, oku derim, ne bulursan oku. Elbet se- veceği, keyifle okuyacağı bir şeyler çıkacak karşısına. n Son zamanlarda iş dünyasında kişisel gelişim kitaplarına yoğun bir ilgi var. Bu tarz kitaplara ba- kış açınız nedir? Ben bunlara çok inanmıyorum, hi- kaye geliyor bana. Hayatı boyunca tek satır bir şey okumamış bir kişi, kişisel gelişim kitabı okuyarak mı gelişecek? Olmaz, mümkün değil. Bizim toplumumuzda olacak iş değil çünkü bizim toplumumuzda bu kitapları yazanlar da o kalitede yazarlar. “Tamamen görsel bir toplum olduk” n Son olarak günümüz kitap okuma alışkanlıklarını nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? Günümüzde kitap okumak diye bir alışkanlık yok, alışkanlık olarak tasvir edildiği sürece zaten kitap okuyan da olmayacak. Biz şu anda tamamen görsel bir toplum olduk. Her şeyi izliyoruz, okumuyoruz. Çocuğa bir kitap ödevi veriyorlar, çocuk ilk önce internetten o kita- bın filmini bulup, izliyor. Sonra gi- dip özeti ona göre yazıyor, ondan sonrada sıfır alıyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIwNDM4Nw==