AİMSAD Dergisi - Sayı 35 (Mart-Nisan)

Mobilya Röportajları 104 AİM SAD DERGİSİ Mart - Nisan 2021 ‘2020 hedeflerini tutturduk’ Pandemi ortamında işleriniz nasıl etkilendi? İç pazar ihracat oranın- da bir değişim oldu mu? Mobilya ve tasarım sektörü, Türki- ye ekonomisinin sürekli dış ticaret fazlası veren ‘lokomotif sektörü’ dür. Bu sıfatın içini rakamlarla dol- duracak olursak mobilya sektörü; 60 milyar TL iç pazar büyüklüğüne sahip, yüzde 90 oranında yerli ve milli, 36 bin civarında üretim yapan firma ile yaklaşık 500 bin kişiye is- tihdam olanağı sağlayan en önemli sektörlerden biridir. Pandeminin he- men hemen tüm sektörlerde yarat- tığı olumsuzluklar maalesef mobilya sektörünü de etkiledi. 2020 aslında çok iyi başlayan bir seneydi ve ulus- lararası seyahat kısıtlamalarına kadar, yılın ilk yarısında yoğun bir ihracat talebi söz konusuydu. Kısıtlamaların başlamasıyla birlikte doğal olarak ciddi bir talep daralması hem toptan hem de perakende düzeyde, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ma- alesef yaşandı. Ancak rakamlar gös- teriyor ki; yılın ikinci yarısından iti- baren hızlı bir toparlanma ile 2020 hedefleri yaklaşık olarak tutturuldu. Bu da hem sektör hem de ülke eko- nomisi için sevindirici bir durum. Ar-Ge, marka ve imaja yatırım Özellikle marka mobilyaya odak- lanan bir kurum olarak, önümüz- deki dönemde mobilya sektörü- nün neler yapması gerektiğini ve neler olacağını düşünüyorsunuz? Sektörümüzün ve derneğimizin çok değerli markalar ve firmalardan oluştuğunun ve bunun getirdiği sorumluluğun farkındayız. Yurtiçi marka imajımızı dünya pazarları- na nasıl taşırız, bunu konuşmak lazım. Sektördeki her firma kendi tecrübe ve profesyonelliğini or- taya koyarak, Türk Mobilyası’nın dünyada hak ettiği yeri almasını sağlamalıdır. Bu elbette kolay bir iş değildir. Çok emek ve zaman ayır- mak gerekiyor. Firmalarımızın sadece fiyat ve ürün endeksli olmak yerine tasarıma, Ar- Ge’ye, markaya ve imaja yatırım yapması çok önemlidir. Bu ortak hedefimiz olmalıdır. Geleneksel bir yapıya sahip firmaların kurum- sallaşması, bunun için gerekli yatı- rımlarını yapması ve gelişip dönüş- mek için vizyon geliştirmesi şarttır. Önümüzdeki dönemde Ar-Ge, tasarım, teknoloji ve dijitalleşme- nin, özellikle e-ticaret yapılanma- sının gereklerini yerine getiren firmaların bir adım önde olacağını söyleyebiliriz. Bunun yanında pan- demi döneminde daralan talepleri genişletmek için tüketiciye daha da yakınlaşmanın yollarını aramak gerektiğini düşünüyorum. Sektör genelinde yeni makine parkuru yatırımları yapma isteği ve imkanı ne düzeyde? Sizin üye- lerinizde bu konuda bir motivas- yon söz konusu mu? Geride bıraktığımız dönem her ne kadar verimsiz ve kaygı dolu olarak anılsa da üyelerimiz yüksek moti- vasyonla işlerine sarılmışlardır. Güncel ekonomik gelişmeler be- lirsizlik ortamını iyice derinleş- tirdiği halde, ‘Krizi fırsata nasıl çevirebiliriz?’i sorgulayarak de- ğerlendiren firmalarımız kapasite- lerini artırmak için mevcut makine parkurlarını geliştirmek için hem adet hem de teknolojik olarak ya- tırımlar yapmıştır ve yapmaya da devam etmektedirler. Pandeminin sona ermesinden sonraki dönem- de kaynakların doğru kullanılması şartıyla üretim kapasitesinin ar- tırılması için makine yatırımı an- lamında bugünden yeni motivas- yonlar yaratılabilir. ‘Pandemi, geleceği tasarlamak için fırsat’ Ağaç işleme makineleri sektörü veya AİMSAD ile iş birlikleri hakkında ne düşünürsünüz? Ne tür iş birlikleri olabilir? Mobilya sektörü tüm paydaşlarıyla bir bütündür. Yan sektörler bizim vazgeçilmezimizdir. Özellikle tasarım yapan firmalarımızın ‘trend’ makineleri tanımak isteyeceğini düşünüyo- rum. İçinde bulunduğumuz hassas dönemleri yeni teknolojiler, ağaç işleme makine pazarı ve makine üretici ve ithalatçı firmalarınızla ilgili düzenli bilgi akışı ile değerlendirebiliriz. Pandemi dolayısıyla artık elektronik ortamlarda gerçekleşen sektör buluşmalarının sağlanması ilişkilerimizi geliştirecektir. Kısa zamanda bu ve benzeri bir organizas- yonda buluşabiliriz. Özel ve iş hayatımızın bir an önce normale dönmesi en büyük dileğimizdir. Ancak bu dönemi de mevcut ve gelecekteki iş birliğimizin oturacağı zemini birlikte tasarlamak için bir fırsat olarak görebiliriz. İçinde bulunduğumuz durumu kabullenip, olumlu bakış açısıyla proaktif yaklaşımlar geliştirerek firmalarımıza ve global bakarsak da sek- törümüze fayda sağlayacağımıza inanıyorum.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIwNDM4Nw==