AİMSAD Dergisi - Sayı 34 (Ocak-Şubat)

Makale 50 AİM SAD DERGİSİ Ocak - Şubat 2021 Tercih edilmeye hazır mısınız? Çetin Ünsalan - Gazeteci / [email protected] Herkesin dilinde değişen ekonomi an- layışı var. Aslında bu konuda uzmanlar, meseleyi takip edenler uzun zamandır uyarıyordu ama bizim şu ‘böyle gelmiş, böyle gider’ anlayışımız yok mu; en bü- yük engelimiz o. Belki geçmiş dönemlere baktığımız- da geçerli olandı; fakat değişimi doğ- ru okumadan, ona uyum sağlamadan ayakta kalabilmenin olanaksız hale gel- diğini bir dönemin kapısını araladık. Meseleye bu çerçevede baktığımızda da yine eksik tartıştığımızı düşünüyorum. Biraz pandemi koşullarının etkisiyle, belki bundan yıllarca sonra gerçekleşe- cek bir tam otomasyon ya da tam di- jitalleşme üzerinden bugünü okumak, tüm gelişmeleri yok saymakla aynı ke- fede değerlendirilmesi gereken bir yak- laşım. Bunun bir geçiş dönemi öngördüğünü bilmeliyiz. Fakat bu geçiş süreci na- sıl olacak? Sanırım en kritik konuların başında bu geliyor. Başta küçük ve orta boy işletmeler olmak üzere, bu süreci okuyamayanlar, yani şapkadan tavşan çıkmasını bekleyenler ya da korkanlar büyük bir hayal kırıklığına uğrayacak. Dijitalleşme dönemi neredeyse tam an- lamıyla bir dönüşüm olarak anlatılıyor. Bu dönüşümün de üretim metodolo- jisinden başladığı düşünülüyor. Oysa otomasyona geçişle birlikte başlayan zaten bir süreç vardı. Bugün ya da önümüzdeki dönemlerde biraz daha artan ivmeyle şekillenen bir üretim ya da iş yapma biçiminden başka bir şeyler karşılaşmayacağız. Genellikle sihirli sözcüklere bayıldığımız için de bugünden karanlık fabrikaların hayalini kuruyoruz. Buna maddi olarak ulaşamayacakları- nı düşünenler ise, ‘gittiği kadar gitsin’ diyerek tam bir umursamazlık ya da umutsuzluk kıskacına giriyorlar. Oysa hiçbir şey bu kadar siyah beyaz değil. Asıl değişimin makinelerde, yazılımlar- da, üretim süreçlerinde ya da pazarlama kanallarında olacağını zannedenlerin büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü asıl değişim, bakış açısında, işi algılayış biçiminde, işi oluşturan dağıtım kanalı aktörlerinden, çalışan ve müşteri ilişkilerine kadar her aşamada, yani anlayışta oluşacağını gör- memiz gerekiyor. Tam da bu aşamada en büyük kırılma- yı patron egolarını tırpanlayarak başla- makta fayda var. Çünkü dünün ekono- misinin işveren rolü büyük bir değişime uğraşacak. Artık verdiğiniz iş ilanına başvuranlar arasından seçim yapabile- ceğiniz bir noktada değilsiniz. En azın- dan yakın gelecekte olmayacaksınız. Bugünün işsizlik gerçeği ışığında bir süre daha durum böyle gidebilir. Ama bilhassa Z kuşağının iş piyasasına da- hil olmasıyla birlikte tüm ezberlerinizi bozmanız gerekiyor. Bunun için de 3-4 seneden fazla zaman yok. Bugün size gelen stajyerlerden rahatlık- la sağlamasını yapabileceğiniz bu duru- mu yorumlarken, ‘bunlardan bir şey ol- maz’ diye içinizden geçirdiğinizi duyar gibiyim. Lakin düşünmeniz gereken ‘ben bunların tercih edeceği bir firma olabilir miyim’ şeklinde olmalı. Zira beğenmediğiniz o gençler, aynı zamanda gelecekteki tüketiciniz de olacak. Bu halleriyle de tüketim eği- limlerinden, üretim şartlarına kadar her şeyi, ama en çok da insani bakış açınızı değiştirmenizi gerektiriyorlar. Artık nitelikli olmayan insanların insan kaynağı sayılmayacağı, nitelikli olanla- rın da işe alınan değil, firma tercih eden kişiler olacağını bilmemiz gerekiyor. Bundan böyle patron çalışan değil, belli bir noktada bilgisini ve elindeki fırsatları birleştirerek, ortak değer yaratan insan- lar ya da partnerler olarak birbirimizi tanımlamamız lazım. Kimsenin girdiği iş yerinden emekli olmayacağı, belki Z kuşağı açısından meseleye yaklaştığınızda ömür boyu o işi yapmayacağı bir ortamdan söz edi- yoruz. Nitekim araştırmalar Z kuşağın- da olan birinin ömrü boyunca 7 meslek yapacağını, bunun 5 tanesinin ise he- nüz ortada olmadığını bize gösteriyor. Artık bir sermaye – yetenek uzlaşmasıy- la gelen partnerlik sistemi söz konusu olacak. Bu süreç içerisinde de sadece ortaya bir ürün çıkaranlar değil, ürünle birlikte dünyaya değer sunanlar, çevre- ye saygı duyanlar, patronculuk oyna- mak yerine yol arkadaşlığını benimse- yenler ayakta kalacak. Şimdi başa dönüp tekrar soralım. Yeni kuşağa ve onun ekonomik anlayışına, birlikte iş yaparken de tercih edilmeye hazır mısınız? Değilseniz artık değişime nereden başlayacağınızı biliyorsunuz demektir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NjI5Nzc5